Balıklar, insan dilinin konuşma yetisini paylaşmazlar; bu yüzden onların ağız yapıları, dile benzer bazı öğeler içerse de tamamen farklı bir işlev görür. Dildeki kaslı, bağımsız hareket eden bir organı olmadığını birçok tanımda görebiliriz; bunun yerine balıkların ağız tabanında bulunan ve basihyal olarak adlandırılan kemiksi bir levha bulunur.
Basihyal, dile benzeyen bir yapı olarak ağız tabanında konumlanır; fakat kaslı bir dokuya sahip değildir ve tat alma tomurcukları da bulunmaz. Bu yüzden dili olduğuna dair klasik bir tanım, balıklar için geçerli değildir. Ancak sahip olduğu bu yapı, balıkların yemek yemesini yönlendiren özel bir rol üstlenir.
Yemek yeme mekanizmasında basihyalin işlevi düşünülünce, balıklar yiyeceklerini boğaza doğru yönlendirmek için bu kemiksi uzantıyı kullanır. Sıçrama yapan avcılarda veya büyük yırtıcılarda çene hareketleri ile göğüs kaslarının koordine çalışması, basihyali avı yemek borusuna doğru iter. Türlere göre basihyalin şekli ve büyüklüğü değişir; bazı balık türlerinde bu yapı avlanma stratejisine özgü biçim kazanır. Örneğin okçu balıkları, basihyali su fışkırtma mekanizmasının bir parçası olarak kullanır ve dalgaların arasından avını ağızlarına düşürür. Lamprey’ler ise gerçek dişli bir dil benzeri yapıyı dışarı çıkararak avlarının dokusunu aşındırır.
Basihyaler tat almak için kullanılmaz; çünkü balıklar sudan çıkmazlar ve tat tomurcukları dudaklarda, yüzgeçlerde ve hatta deride bulunabilir. Kanal yayın balığı gibi türler, vücudundaki sayısız tat tomurcuğu sayesinde çevrelerindeki suları da tat alabilirler. Bu durum, insanların sahip olduğu yaklaşık 5.000 tat tomurcuğuyla kıyaslandığında balıkların tat alma kapasitesinin farklı bir şekilde dağıldığını gösterir.
Bir yan etki: Dil yiyen parazitler basihyale karşı zayıf bir yön olarak karşımıza çıkar. Ceratothoa cinsine bağlı dil yiyen izopodlar, balığın dilinin tabanına tutunarak kan akışını keser ve organın işlevsiz kalmasına yol açar. Zamanla zarar gören bu yapı, parazitlerin yaşam alanı olur ve balığın diğer besinlerini tüketmesini engelleyebilir. Ancak çoğu durumda balıklar bu parazitleri öldürmezler ve savunma amacıyla farklı adaptasyonlar geliştirirler.
Sonuç olarak, balıkların gerçek bir dile sahip olmadığını söylemek doğru olsa da basihyal adı verilen çok yönlü bir ağzıla, bazı türlerin farklı görevleri yerine getirdiğini söylemek mümkündür. Balıklar, derileriyle bile tat alabilen canlılar olarak bu konudaki çeşitliliği gözler önüne sererler.